Çocukluğum akdenizin göz bebeği Antalya'da geçti;gerçekten de temmuz-ağustos sıcağını saymazsak tabiat harikası bir şehir.Kışları ılık ve yağışlıdır;insanların çoğu o zamanlar odun sobası yerine katalik denilen tüplü sobayı tercih ederdi,ama biz kış gelince odun sobamızı kurar üzerine de ıhlamur çaydanlığını koyardık;dışarda yağmur yağarken çaydanlığın söylediği ninniyle sobanın kenarında kıvrılıp uyumak en güzel çocukluk anılarım arasındadır ve bir de sobadaki odun közüne gömülen patates-soğan ziyafetleri var tabi...Babam her defasında sorardı "köze patates-soğan atıyorum kimler yiyor?";hepimiz patatese müşteri olurduk ,soğan istemezdik;mis gibi kokusuyla közden çıkınca da önce soğana atlardık,babam huyumuzu bildiğinden fazla fazla közlerdi ...Şimdilerde halamdan aldığım bir tarif lezzetiyle beni çocukluğuma götürdü,ev halkından da kabul gördü;lezzetinin yanında sağlığa olan katkılarını da düşünürsek mutlaka denemenizi tavsiye ederim;bence antibiyotiğin en lezzetli hali"etli soğan dolması" halidir yani:))
malzemeler
200 gr kıyma
1 çay bardağı pirinç
1 türk kahve fincanı bulgur
2 baş soğan
1 büyük domates rendesi
1 tatlı kaşığı salça
2 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz-karabiber
4 adet iri soğan
yapılışı
1-öncelikle 4 iri soğanın kabuklarını soyup tuzlu suda haşlayalım;ortasını dürtünce çıkıyorsa pişmiştir,çok haşlamayın
2- sonra tüm malzemeyi karıştırıp iç harcı hazırlayalım;soğuyan soğanlarımızın ortasını iterek kat kat çıkaralım ve iç malzememizi dolduralım
3-üzerini hafif geçecek su ile kısık ateşte pişirelim
AFİYET OLSUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder